thumbnail

urun bilesenleri reishi mantari

urun bilesenleri reishi mantari

ANA BAŞLIKLAR

. GANODERMA LİCUDİUM BİTKİSİNİN (REİŞHİ MANTARI) ANTİ TÜMÖR BİLEŞENLERİ

. GANODERMA LİCUDİUM BİTKİSİNDE (REİŞHİ MANTARI) BULUNAN FARMAKOLOJİK AKTİF KOMPONENTLER

. GANODERMA LUCİDİUM BİTKİSİNİN (REİSHİ MANTARI) ANTİ TÜMÖR ETKİLERİ


urun bilesenleri reishi mantari

ANA BAŞLIKLAR

. GANODERMA LİCUDİUM BİTKİSİNİN (REİŞHİ MANTARI) ANTİ TÜMÖR BİLEŞENLERİ

. GANODERMA LİCUDİUM BİTKİSİNDE (REİŞHİ MANTARI) BULUNAN FARMAKOLOJİK AKTİF KOMPONENTLER

. GANODERMA LUCİDİUM BİTKİSİNİN (REİSHİ MANTARI) ANTİ TÜMÖR ETKİLERİ



. GANODERMA LİCUDİUM BİTKİSİNDE BULUNAN (REİŞHİ MANTARI) KAN BASINCINI DENGELEYEN BİLEŞENLER



GANODERMA LİCUDİUM BİTKİSİNİN (REİSHİ MANTARI) ANTİ TÜMÖR BİLEŞENLERİ

Ganoderma lucidum mantarının meyveleri düşük moleküler ağırlıklı çok sayıda komponent içermektedir. Bunlar arasında serbest monosakkaridler, şeker alkolleri, oligosakkaridler, amino asitler, organik asitler, stereoidler, lipidler, terpenoidler, kumarin, tanin ve benzeri bileşikler bulunur. Bunların çoğu su-alkol, su-aseton ve su içinde ekstrakte edilebilen bileşikler durumundadır.
1. Sitotoksik Terpenoidler : Ganoderik Asit-R,-T,-U,-V,-Y,-Z olarak adlandırılan ganoderma triterpenoidleri sitotoksisite esaslı karsinostatik etkili bileşikler olarak tanımlanmaktadır. Bu etkileri in vitro koşullarda hepatoma hücreleri üzerinde ispatlanmıştır.
2. Antitümör Etkili Polisakkaridler : Reishi ’nin sıcak su ekstraktlarında, amonyum okzalat çözeltilerinde, alkelen çözeltilerinde, DMSO çözeltilerinde ekstrakte edilen birçok polisakkaridi ve bunların protein kompleksleri kromatografik yöntemlerle ayrılmışlardır. Bu polisakkarid fraksiyonu Sarkoma 180 hücreleri taşıyan farelerde antitümör aktivitesi yönünden araştırılmışlardır. D-Glucan türevlerinin çoğunlukta olduğu birçok grupta çok güçlü anti tümör aktiviteleri bulunmuştur. Bunların hepsi yeni antitümör ajanlar olarak kullanıma alınmaya çalışılmaktadır. Buna ek olarak immunomodule antitümör aktivitesi veya antiinflammatorik etkinlik gibi olgulara sadece suda çözünen β-D Glucanlar arasında değil aynı zamanda suda çözünmeyen hemiselüloz kısımlar arasında da rastlanmaktadır. Ayrıca alfa-D Glucan (Glükojen benzeri polisakkaridler) karakterinde bazı bileşenler bulunmuş ancak bunlarda anti tümör aktivitesine rastlanmamıştır.
3. Lifsi Yapılar (Dietary Fibers): Reishinin insan tarafından değerlendirilemeyen yüksek moleküler yapılı lifsi fraksiyonunun da β-Glucan ağırlıklı ve kitinöz bileşiklerle heterapolisakkarid grubu bileşikler taşıdığı ve bunların düzeninin reishinin kuru maddesinde %10 ile %50 si düzeyine ulaştığı bulunmuştur. β-D Glucan ve kitinöz bileşiklerin karsinostatik aktivite gösterdikleri anlaşıldıktan bu yana, bunların farmakolojik faydaları da kabul edilmektedir. Ayrıca bu bileşiklerin sindirim sistemindeki zararlı maddeleri (kansorejen bileşikleri) absorbe ederek bağırsaktan emilmelerini önlemede de çok önemli olduğu kabul edilmektedir. Bu lifsi yapıların bağırsak hareketlerini hızlandırarak laksatif etkinlik gösterdikleri de anlaşılmaktadır. Bu da kolon ve rektum kanserleri açısından ilave bir koruyucu etkinliktir.


4. Germanyumlu Bileşenler: Gingzeng ’ten elde edilen bazı bileşiklerin Doğu Tıbbında yüksek düzeyde Germanyum içerikleri yönünden tedavi amacıyla kullanıldıkları bilinmektedir. Ganoderma lucidum, Germanyumu kendi bünyesinde konsantre haline getirmektedir. Antitümör aktivitesi, interferon indükleme yeteneği ve germanyum içeriğiyle Reishi bir önem kazanmaktadır. Çünkü kanserin son aşamasındaki hastaların ızdıraplarını dindirmektedir. Bu etkinliği gösteren bileşikler germanyum bileşikleridir.
Amerika Birleşik Devletlerinde Ganoderma Lucidiumun Durumu:
Anti İnflammatorik Ajan olarak Ganoderma Lucidum : Alzheimer hastalığı öncelikle ileri yaşların bir bozukluğu olup hastalık yavaş yavaş kendilerini normal hayatta tutacak bilgileri ve aktivitelerini kaybetmeye başlarlar. Sonunda tamamen bakıma muhtaç duruma gelirler. Amerika birleşik devletlerinde bu durum ölüm sebeplerinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Alzheimer hastalığının tedavisi ve korunması yönünde şu an için elimizde son derece sınırlı imkanlar olup elde edilecek en başarılı sonuç hastalığı sadece kırk hafta geciktirme ile sınırlıdır. Son yıllarda yapılmakta olan araştırmalarda Alzheimer hastalarının beyinlerindeki ödemin (inflammasyon) nörodejenarasyonun hızıyla doğru orantılı olduğu ve hatta buna sebep olduğu öğrenilmiştir. İnflammasyon olmadığı sürece nörodejenarasyon meydana gelmemektedir. Hatta amiloid-b peptidi pozisyonu bozuk ve nörofibriller kargaşa bulunan hastalarda bile bu durum saptanmaktadır. Prospektif ve retrospektif veriler, gerek erkek gerekse kadında nonstereoid anti-inflammotorik ilaçlar verildiği takdirde Alzheimer hastalığı riskinin azaldığını göstermektedir. Dolayısıyla Ganodermanın çok eski tıp kitaplarında bile, hafızayı arttırıcı, unutkanlığı yok edici ve en ileri yaşta bile pırıl pırıl bir hafıza bahşedilme etkisinden söz edilmesi, bütün dikkati bu mantar üzerinde yoğunlaştırmıştır. Bu konuda en güvenilir yayın SHEN NONG BEN CAO JİNG Cilt-1 M.S. 456-556 tarihinde yayınlanan eserde bulunmaktadır. Farelere oral yolla verilmiş Ganoderma preparatlarının anti inflammatorik özellik gösterdiği ispatlanmıştır. Her ne kadar Ganorderma lucidumun beyine geçerek anti inflammatorik aktiviteyi bizzat yok ettiği konusunda verimiz olmamakla beraber bu mantarın hafıza güçlendiren etkisinin anti-inflammatorik bir farmakokinetik etkinlikle bağlantılı olduğuna inanılmaktadır. Kalp damar araştırmalarında aspirinin kalp damar hastalıklarının sıklığını azalttığı fark edilmiştir. Aspirinin anti-inflammatorik aktivitesinin plazmadaki yüksek reaktif protein-C düzeyinin oluşturduğu sistemik inflammasyon riskinin azaltılması şeklinde bir aktivite olduğuna inanılır. İnflammasyon tarafından tetiklenen kardiovasküler hastalıklar ve Alzheimer gibi iki önemli hastalıktaki Ganoderma etkinliğinin daha derin araştırılmasına çalışılmaktadır. Ganoderma İnternational Research İnstitute N.Y. USA (1993) Ganodermanın bilimsel ve tıbbi araştırmalarının uluslar arası araştırmalar şeklinde yürütüldüğü merkezdir. Ganoderma ile ilgili kalite standartlarını koyma çalışmalarını da yapmaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde Ganoderma araştırmaları çok yaygın değildir. Bunun sebebi bu yönde kullanılacak araştırma fonunun olmamasıdır. Ancak halk arasında bitkisel tıbba olan ilgi giderek artmaktadır. Bitkisel ürünlerin alternatif tıp çerçevesinde satış meblağları her yıl artmaktadır. 1993’te Ganoderma meşe ağacıyla ilişki kurabilen ilk uzun sporlu mantar türü olarak kabul edilmiştir. 1994’te ilk Ganoderma monokaryonları izole edilmiştir.




1994’te SLOAN-KETTERİNG CANCER CENTER’de yapılan klinik araştırmalarında Ganodermanın;
Bireylerin yüksek kanser riski tehdidi altında durumunda kemoprofilaksi (kimyasal koruma) amacıyla kullanılması
Metastaz oluşumunu engellemek veya kanser tekrarını durdurmak için destek olarak (Adjuvant) alınması
Kaşeksi ve ızdırap devresine girmiş kanser vakalarını ağrısızlaştırma desteği olarak tüketilmesi
Ve şu anda uygulanan kemoterapinin dehşet verici yan etkilerini azaltmak. Lökosit sayılarını korumak ve kemo veya radyo terapinin çok daha optimal uygulanmasına yardım etmek için kullanılması tavsiye edilmektedir.
İnsanlara verilen Ganoderma dozları geleneksel dozlardan çıkartılıp farmakokinetik prensiplere göre düzenlenecek bir doz düzeyi saptanmaya çalışılmaktadır.
Bu konuda ki araştırmalar şu şekilde özetlenebilir;
-Her gün yarım ile bir gram kuru Ganoderma çayının sağlıklı insanların sağlıklarının korunmasında;
-İki ile beş gramının çayının stres, otoimmun hastalıklar, kronik sağlık problemleri ve kronik yorgunluğun ortadan kaldırılmasında
-Nihayet günlük 5-10 gr kuru Ganodermadan elde edilen çayında çok ciddi hastalıkların tedavi desteği amacına yönelik kullanılmasının uygun olacağı noktasında fikir birliğine varılmıştır.
Günümüzde Amerika Birleşik Devletlerinin bu mantarla özdeşleştirmeye çalıştığı en önemli iki hastalık grubu Kalp Damar hastalıklarıyla Alzheimer hastalığıdır. Bu merkezde ki araştırmalar Ganodermanın uzun yaşam bahşeden etkinliğinin batı tıbbına aktarılması şeklinde de özetlenebilir.






GANODERMA LİCUDİUM BİTKİSİNDE (REİSHİ MANTARI) BULUNAN FARMAKOLOJİK AKTİF KOMPONENTLER

Genel anlamda Reishi meyvesinin ana komponentleri serbest amino asitler ve polisakkaritler olarak gruplandırılabilir. Bunların kantitatif ölçümleri kültür ortamlarının birleşimine de bağlı olarak her işletme için ayrıca yapılamalıdır.
Reishinin en güvenilir etki yapan aplikasyon şekli suda kaynatılarak elde edilen Reishi çayında görülmektedir. İçerisinde yaklaşık %10 kuru madde kalıncaya kadar yoğunlaştırılabilen Reishi ekstraktı şimdiye kadar ki çalışmalar da yapısında ki bileşiklerin saf olarak elde edilmesine müsaade etmeyen bir davranış sergilemektedir. Buna rağmen son yıllarda ki yoğun çalışmalarda aşağıda ki komponent grupları oldukça saflaştırılmış halde tanımlanabilmiştir. Özellikle anti tümör etkinliği olan bileşenler, mantarlardan elde edilen anti tümör aktivite gösteren bileşikler başlığı altında ayrı bir bölüm şeklinde incelenmişlerdir.

Acı Terpenoidler : Reishinin meyvesi ekstrem acı bir meyve olup sahip olduğu tat diğer herhangi bir mantarda yoktur. Acılık mantarın suşundan üretim tekniğine kadar birçok etken tarafından belirlenmektedir. Acılık mantarın ürediği ortamda yoktur. Siyah reishi denilen türünde de yoktur. Acı tadı ile farmakolojik etki arasındaki ilişki tam olarak anlaşılamamış olmakla beraber, acılığın farmakolojik uygunluğun işareti ve ganoderma olduğunun mühürü olarak kabul edildiği görülmektedir. Acı tadı oluşturan komponentler, bunlarla sıkı ilişkili bileşiklerin yanı sıra yüksek düzeyde okside olmuş lanositan triterpenoidler kromatografik tekniklerle reishi den ekstrakte edilerek saflaştırılmışlar ve acılıkları bakımından incelenmişlerdir. Ayrıca bazı triterpenoidler anti alerjik etkinlikleri yönünden araştırılmışlardır.
Stereoidler : Ergosterol (Provitamin D2) reishi de %0.3-0.4 düzeyinde bulunmuştur. Daha ileri düzeydeki analizler göstermiştir ki stereoidlerin ana grupları 24-metilkolesta-7 yapısında ergesterol ve buna benzer alt bileşiklerdir. Son yıllarda ganodesteron denilen özel bir stereoidte izole edilmiştir.

Nükleozidler ve Nükleotidler: Diğer birçok mantarda olduğu gibi reishide de adenozinler, GMP, XMP, RNA vb. bileşenler vardır. Reishinin sıcak su ve alkol ekstraktlarında son zamanlarda bulunan yeni nükleosidler arasında adenozin ve guanizin taşıyanların bulunduğu ve bunların antithrotik aktivite (trombosit agregasyonu inhibisyonu) gösterdikleri ispatlanmıştır.
Hipoglisemik Bileşikler : Ganoderan B ve C intraperiteonal aplike edildikleri normal veya alloxan aracılı hiperglisemik farelerde yüksek düzeyde hipoglisemik aktivite göstermektedir. Bu kompleksler reishinin sıcak su ekstraktına etanol katılarak çöktürülen glikan ve proteoglikanlardır. Özellikle sıcak suda çözünen polisakkaridleri arasında ayırt edilen ve %3 amonyumokzalatta çözülebilen bir heteropolisakkarid ile %5 NaOH ta çözünen bir peptidoglikanın çok güçlü anti tümor etkisi ve hipoglisemik aktivite gösterdiği bulunmuştur. Özellikle heteropolisakkarit gruplarında bu etkinlik çok daha belirgindir.

GANODERMA LUCİDİUM BİTKİSİNİN (REİSHİ MANTARI) ANTİ TÜMÖR ETKİLERİ

Tümörün oluşmasında asıl etken immun sistemin bozukluğu veya zayıflığıdır. Ganoderma lucidum immun sistemi düzenleyen ve aktive eden en iyi materyaldir. Önce vücudun bağışıklık mekanizmasını güçlendirir ve vücudun tümöre karşı kendi kendini müdafaa etme yeteneğini arttırır.
Ganoderma lucidum monositik makrofajların özellikle interlökin h sentezini aktive ederek fonksiyonel yönden güçlendirmektedir. Lökositlerin üretimini hedef alan fakat kanın tüm elemanları için geçerli olan sentez kapasitesini arttırır.
Kanser hücreleri üzerine inhibisyon etkisi yapan bileşenleri sayesinde giderek anti tümör ilacı, kanserden koruyucu diyet elemanı ve klasik kanser tedavilerine destek amacıyla daha da yaygın anlamda kullanılmaktadır.
Ganoderma lucidum insan vücudu üzerine olumsuz ve toksik etki yapan her şeyi yok eder. Bağışıklığı hiçbir toksik etki yapmaksızın güçlendirme özelliği
Ganoderma lucidumun diğer bütün ilaçlara karşı asla erişilemez üstünlüğüdür.

ersag ucretsiz hemen uye olmak icin
Ganoderma Lucidium ’un Tıbbi Etkinliği ve Biyoaktif Bileşikleri Açısından Japonya’ da Yapılan
Araştırmalar:
Mannen Take mantarı ismi de verilen ve dünya da Reishi adıyla tanınan Ganoderma lucidum Japonya ’da, Çin ’de ve birçok Asya ülkesinde çeşitli şekilde besin ve ilaç olarak kullanılan bir mantardır. Son zamanlarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki Reishinin karsinostatik bileşiklerinin en önemlisi β-8-1-3-D-Glukan isimli bir polisakkarittir. İmnünoterapi başta olmak üzere bu polisakkaritin yepyeni bir karsinostatik ajan olarak çok ümit vaat ettiği anlaşılmaktadır. Klasik kemoterapi kimyasallarına hiç benzemeyen farmakokinetik etkinlikle yani uygulandığı organizmanın immünolojik cevap mekanizmasını güçlendirerek etkin olması sebebiyle neredeyse hiç yan etkisi bulunmamaktadır. Reishinin bu özelliğinin yanı sıra içerdiği diğer birçok birleşiğin kan basıncını düşürme, kan kolestrol düzeyini indirgeme, kan şeker düzeylerini düzenleme ve platelet (trombosit) agregasyonunu inhibe etme gibi çok sayıda faydalı etkinliği de ortaya çıkarılmıştır. Son yıllarda mikronize edilmiş Reishi preparatlarıyla Reishi Ekstraktlarının immünomodulasyon etkinlikleri Thai-HIV ve AIDS hastalarına klinik ortamda aplike edilerek araştırılmış ve son derece yüksek etki gösterdiği bulunmuştur. Ganoderma Lucidium ‘dan izole edilen bazı triterpenoitler son derece yüksek düzeyde oksidekomponentler olarak tanımlanmış ve çok ilginç biyolojik aktiviteleri bulunduğu tespit edilmiştir.

GANODERMA LİCUDİUM BİTKİSİNDE BULUNAN (REİSHİ MANTARI) KAN BASINCINI DENGELEYEN BİLEŞENLER

Reishinin homeostasis (hipotensiv ve hipertansif etkinlik) etkinliği olduğu bilinmektedir. Moleküler ağırlığı 100.000 dalton dolayında olan bir peptidogilkan reishinin sıcak su ekstraklarında bol miktarda bulunur ve doğuştan veya sonradan olma her türlü hipertansif farede hipotensiv etki gösteren bir bileşiktir. Yapılan bir tıbbi çalışmada hipertansiyonlu hastaların yaklaşık yarısının kendilerine sadece Reishi ekstrakti verilmesi halinde hipertansiyonlarının ortadan kalktığı gösterilmiştir. Araştırmalarda bildirildiğine göre hipertansiyona sebep olan anjiotensin-1-konverting enzimi, ganoderik asitler, ganoderal A ve ganoderol B tarafından inhibe edilmektedir.
Antithrombotik komponentler (Plathelet Agregation İnhibitors) :Mantarlardan izole edilen bazı bileşiklerin antithrombotik etki gösterdiği bilinmektedir. Reishinin %80 Etanol içindeki ekstraktı yapılan araştırmalarda Adenozin,Guanozin ve bunların derivatlarının oluşturduğu güçlü inhibitörler içermektedir. Bunlara ek olarak bu nükleotidlerden çok daha güçlü yepyeni bir bileşiğin varlığı da fark edilmiş ve bunun adına 5-Deoksi-5-Metilsülfinil Adenozin denilmiştir.


ucretsiz erasg hemen uye ol





.

Subscribe by Email

Follow Updates Articles from This Blog via Email

No Comments

Kamil TÜZÜNEL. Blogger tarafından desteklenmektedir.